9 Ağustos 2018 Perşembe

(akim kalmaya mahkûm atıl, hayali ve aykırı bir teşebbüs) ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE PARTİSİ "Habip Hamza ERDEM" - Yorum, eleştiri, katkı, inceleme, öneri ve değerlendirmeler: Zeki ŞAHİN, Gürbüz GÜVENDAĞ, Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN, Hüsnü MERDANOĞLU, Sevgin OKTAY, Ayla ÇOKBUDAK, Banu AVAR, Naci BEŞTEPE...

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE PARTİSİ!..
Bazıları, yine bir ütopya peşine düştü. (bilerek veya bilmeyerek) Memlekette kafaları karıştırıp, polemik yaratarak düşmanın ekmeğine yağ sürmek mi istiyorlar!..
1. ZEKI ŞAHİN (09 Ağustos 2018, zekisahin@yahoo.com
Sayın Gürbüz GÜVENDAĞ Bey,
Malum "referandum(!)" sonrası "seçim güvenliği" diye bir meselemiz kalmadı.
Ülke yanlış yönetiliyor. Ülkeyi bu duruma mahkum edenler önceden yönetenlerdir.
Allah yardımcımız olsun.

2. GÜRBÜZ GÜVENDAĞ (09 Ağustos 2018, <eTurkiyeyizBiz@googlegroups.com>:
Sayın Zeki Sahin Bey,
Seçimlerden sonra yorumumu yapayım.
i)Seçimler de oyların güvenliğini sağlıyacak tedbirler alınmadı. Zarfların üzerinde dijital numara yoktu, mühür yoktu. Oy kullananların parmak izi veya avuç içi izi alınmadı veya akıllı telefonlarla göz fotoğrafları çekilmedi. Özel hastaneler giden vatandaşların, parmak veya avuç içi İZLERİ ALINIYOR. 

İi)Tüm medya kaynakları, iktidarın elindeydi.
iii)Yüksek seçim kurullarında, seçime giren parti temsilcileri olmalıdır.
iv)Bugün, Ismail Nacar Bey le görüştüm. Elinde gazete kupürleri, Tapınak Rahipleri ile nasıl mücadele ettiğini anlatıyor. "Bey efendi, boşa konuşuyorsun" dedim. Tapınak Rahiplerine karsı duranlara saygı yok ki dedim.
v)Türkiye de cahil halk kanıyor. Nükleer santraller yapılacakmış. Türkiye de dünyanın en büyük Toryum Madenleri var ,bunla yapılacak Nükleer santraller daha güvenli. Dünya Füzyon enerjisine doğru ilerliyor. dha ilginci,sulu değil,Tuzlu nükleer reaktörler geliştirilmeye çalışılıyor. Hiç bir tarikatci,okusa üflese,2 hidrojen atomu ile bir Oksijen atomundan su oluşmasını değiştiremez. Halkımız seyhe değil ALLAH'A TAPMALIDIR.

GUR-bUZ
3. ZEKI SAHIN, zekisahin@yahoo.com
Çok Kıymetli Hocam, Sayın Anıl ÇEÇEN Beyefendi,
Maalesef, "Cumhuriyet Halk Partisi", işlevsel olarak, Bülent Ecevit'in CHP Genel Başkanlığı süreci ve sonrasında, "Cumhuriyetçi Aydın Sınıf" elinden alınarak, bir "avam partisi" biçimine sokulmak istenirken "Kürtçü ve Mezhepçi" bir "örgüt" haline getirilmiştir.
Bu partiyi bu halden kurtarmak - kanaatimce - kesinlikle mümkün değildir..
12 Eylül darbecileri bile, CHP'yi bu halden kurtaramadıkları için, CHP'nin İş Bankası Hisselerini iptal ederek MDP ile yola devam etmek istediler. Bugünkü CHP ile Kurucu İradenin Milletin tamamına şamil olarak kurduğu CHP'si ile taban tabana zıt bir ideolojinin temsilcisi gibi görünmektedir. Elbette bir efsaneye dayanılarak kurulması düşünülen partinin de, bugünkü topluma hitap etmediği açıkça görülmektedir. Esasen, rejim değişmiş, fiilen partiler ve parlamento rafa kaldırılmıştır. En azından siyasal hayata etkisi önemsiz hale getirilmiştir. Bu yeni duruma göre yeni siyasal stratejiler oluşturmak, parti kurmaktan da, bir partiyi yeniden formatlamaya uğraşmaktan da daha mühim bir mesele olarak önümüzdedir.
Saygı ile arz ederim. Zeki ŞAHİN

4. PROF. DR. ANIL ÇEÇEN, Anıl Çeçen <anilcecen@hotmail.com>
Sayın Habib Hamza Erdem, Atatürk'ün partisi varken ikinci bir Atatürkçü Düşünce Partisi kurmak düplikasyona yol açacaktır . Önemli olan Atatürk'ün partisinin Atatürkçü düşünce ve siyasete yönlendirilmesidir . Kuruluş ayarlarına dönecek olan Atatürk'ün partisi ülkedeki Atatürkçü düşünce boşluğunu da doldurarak , Türkiye cumhuriyetinin yeniden şahlanmasına giden yolu açacaktır . Atatürk'ün partisinin Atatürkçü olmayan üye ve yöneticilerden temizlenmesi gerekmektedir . O zaman Türk devleti bugünün koşullarında kendisinden beklenen verimliliği sağlayabilecektir . Mesajınıza teşekkür ederim .
Selamlar-anıl çeçen 
5. HÜSNÜ MERDANOĞLU
07 Ağustos 2018, 14:28-eturkiyeyizbiz@googlegroups.com
İyi niyetli önerilere teşekkürler.
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİNİN SİYASİ ORTAMA ÇEKMEK İÇİN DAHA ÖNCE O DÖNEMİN GENEL BAŞKANI TARAFINDAN PARTİ KURULDU.
ne o partinin ne de partiyi kuranların ortalarda olmaması, bu tür girişimlerin ne denli başarısız olduğunun kanıtıdır.  Bu konuda sayın Anıl hocanın önerinin daha yerinde olduğunu düşünüyor olduğum için öneriyi bir kez daha aşağıya alıyorum.
Ayrıca, Atatürk soyadı yasasının kabulünden sora yaklaşık 4 yıl "Atatürk" soy adını kullanmıştır. Ancak bir kez bile Atatürkçülükten söz etmemiş, "Kemalizm" deyimini kullandığı belgelerle sabittir. Bu konunu da bilinmesi gerekir.
Saygı ile Hüsnü Merdanoğlu
6. HABİP HAMZA ERDEM <habiphamza@gmail.com>
2 Ağustos 2018 Perşembe, Konu:ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE PARTİSİ
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE PARTİSİ
Habip Hamza ERDEM

Tam böyle olmasa da, bu anlamda ve bu çatı altında bir ‘Siyasal Parti’ kurulmalıdır diyorum.
Yani Atatürkçü Düşünce Dernekleri partileşmeye başlamalıdırlar artık.
Çünkü bu en kolay ve kestirme ‘yol’dan başkası kalmadı denilebilir.
Tüzüğü/programı yavaş yavaş oluşturulabilir.
Yavaş ve emin adımlarla; tartışılarak yani.
Ancak bazı olmazsa olmazlarının altı çizilebilir.
Öncelikle, nasıl ADD’lere üye olmak için herhangi partiye üye olup olmadığı sorgulanmıyor idiyse, bu kez çubuğu tersine büküp, herhangi bir partiye üye olanlar artık ADD’ler içinde görev alamaz olmalıdırlar.
Partili üyeler de, üye yenilemesi anında partiyle ilişiklerinin kesildiğini gösteren belgeyi sunmalıdırlar.
O kadarı yetmez, bir ADD’linin herhangi bir partiye ‘yakınlığı’ sezildiği anda, derhal disiplin kurulunca sorgulanmalıdır.
Çünkü, Atatürkçü Düşünce Partisi, varolan ve olacak partilerin birer ‘virüs’, ülkeyi batırmakta yarışan ‘lanetlik’ birer ‘tarikat’ olduğunu önkabul olarak koymalıdırlar.
Oralarda bilinen ve sevilen ve iyiniyetlerinden kuşku duyulmayanlar olsa bile, onlar da, lider-mider dahi olsalar, bu yandan medet ummamalıdırlar.
Varolan siyasal partilerin, programlarından vazgeçtik, ki çağdaş bir programlarının olmadığı söylenebilir, tüzükleri ile dinî tarikatların yazılmamış tüzükleri arasında zerre-i miskal fark yoktur.
Ya gerçekten Atatürkçüsündür, az-çok okumuşsundur, ya da eski askerler gibi fiyaka satmak için yeniden okuma gereği duymuşsundur ama yetmez.
Parti kurulur kurulmaz, var olan üyeler gerçek bir ‘Atatürk İlkeleri’ bazında yeniden eğitileceklerdir.
Ama, sonradan olma Atatürkçü’lere asla ve kat’a ders veya konferans verdirilmemelidir.
Bu sonuncular ve benzerleri yarım yüzyıl Atatürk anlatıp bir türlü anlayamamış olanlardır da ondan.
Kuşkusuz bu, kendiliğinden (spontane) gelişen ‘çözüm önerisi’ henüz çok hamdır.
Ancak geliştirilmesinden başka seçenek de görülmemektedir.
Süheyl Batum’un başkanlığında pekâlâ başlatılabilir.
Belki Ahmet Taner Kışlalı ve arkadaşları da ileride böyle olmasını düşünmüş olabilirler.
Ancak ne var ki, son birkaçı ve özellikle Tansel Çölaşan hanımefendi, orayı tam bir ‘çiftlik’ gibi yönetegeldi.
Zaman zaman otlaktaki koyunları/kuzuları ya da kaz ve tavukları, ah ne kadar da çoklar diye izlemekle keyiflendi durdu diyelim.
Bıraktırıldığı iyi oldu.
Sözü uzatmadan, içeride kırk yıllık ‘Dernekçi’ büyük ve küçüklerimizin söylenmelerine kulak asılmaması gerektiğini belirtelim.
Onlar da ipi sağa-sola çekmeye çalışacaklardır.
Hayır.
Tüm sapkın önerilere hayır denilmelidir başta.
Oturup, bakın bir öneri var üzerinde düşünelim denilmelidir.
Bu öneri herhangi bir öneri gibi değil, Türkiye’nin çıkmazına yönelik bir ‘önerme’ olarak ele alınmalıdır..
Son tümceden olarak, Türkiye’nin çıkmaza girme nedenlerinin başında varolan siyasal partiler ve yöneticileri gelmektedir.
Bunlar yeri geldiğinde Atatürkçü, yeri geldiğinde Abdülhamitçi, kimi zaman Marksist, kimi zaman Leninist, kimi zaman Hz Ali’ci, Ömerci, Osmancı, Maocu ya da Fetöcü, Suud bin Abdullahçı, Abdulah Gülcü ya da Dr Recepçi falan olmaktadırlar.
Ve her eylemlerinde herbirinden birer damla bulunabilmektedir.
Ancak hiçbir zaman, Genç-Türkçü, Kuvayı Milliyeci, Kemalist, giderek Atatürkçü herhangi bir ‘düşünce’ ve ‘girişim’leri olmamıştır.
Ya sap gibi Anıtkabir’de dikilirler ya da saman gibi altlarından su kaçırırlar.
Saman altından su yürütürler de denilebilir.
Şimdi Sap ve Samanı ayırmak zamanıdır.
Varolan tüm siyasal partiler ‘düşünce’ planında ‘iflas’ etmişlerdir.
Zaman ‘düşünce üretme’ zamanıdır.
Ne var ki, ‘düşün düşün yoktur işin’ türü bir düşünme değil, ama alafrangasıyla Teorik/Pratik ya da tam Fransızcasıyla Praksis olarak düşünme.
Düşünme ama düşünceyi hemen uygulamaya koyma.
Uygulamadaki gelişmelere göre yeniden düşünme ve ilah..
Haydi Atatürkçüler, çözüm önerisi çözüm önerisi diyordunuz, alın size bir ‘öneri’.
Ve ben bir adım öne atarak bu bir ‘önerme’dir diyorum.
Var mısınız yok musunuz?
Var olamak mı istiyorsunuz yoksa göz göre göre yok olmayı mı bekliyorsnuz?
Seçim sizin.
Habip Hamza Erdem
****
- 6 Ağustos 2018 Pazartesi-Habip Hamza Erdem
Konu: ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE PARTİSİ
Sayın Sevgin Oktay,
Kuşkusuz sizin gibi yüzlerce ‘Atatürkçü’ye tek tek yanıt vermem olanaksız.
İlk tepkilere çalakalem yazdığım bir yanıtı yazının yayımlandığı Dünya48.com sitesindeki haliyle ilişikte bulacaksınız. « Ben de Ahmet’i, Mehmet’i öneriyorum » yerine « Önce ben varım » demenizi beklerdim » ; Ve ben bu « İş » olacağını görüyorum.
Ama gelin, bizden öncekilerin yaptıkları gibi yapmayalım.
Gereği gibi yapalım ve tüm gerçek Atatükçüler bir olalım.
Selam ve saygılar
Habip Hamza Erdem

***
« Değerli arkadaşlar,
Atatürkçü Düşünce Partisi önerime gösterdiğiniz ilgiye peşinen teşekkür ederim.
Gerçekten de, Türkiye gibi, politika üretmeyi siyaset yapma sanan, birinde toplumun çıkarını kendi çıkarından üstün gören, ikincisinde ise kendi çıkarı için herşeyi göze alabilen bir ‘anlayış’ın egemen olduğu ülkede partileşme kolay olmayacaktır. Bu ikincisine, ‘partim emrederse papaz elbisesi bile giyebilirim’ diyen bukalemun türü ‘siyasetçi’ler örnek olarak gösterilebilir.
Bu partide ise her üye ‘İlke’lerin emrinde olacaktır. Ve parti emretti diye kimse papaz elbisesi giyme zorunluluğu taşımayacaktır. Kimsenin yeniden ‘ilke’ koymasına da gerek yoktur, çünkü Atatürk İlkeleri çoktan konulmuş ve henüz aşılamamıştır. Örnek olsun, ‘sınıfsız zümresiz kaynaşmış bir kitle’ olma hedefini ancak Mustafa Kemal gibi bir ‘politika dehası’ yüzyıl önceden formüle edebilirdi. Bu tümce, ‘ulusalcılık’ düşüncesinin, çoğu toplumbilimci tarafından henüz anlaşılamamış formülünden başkası değildir.
Demek ki, önce Atatürk’ün kendisi anlaşılmalıdır.
Kendisine ‘Atatürkçü’ diyen herkes ‘Atatürkçü’ değildir ve ortalık bu tür ‘sözde Atatürkçü’lerle doludur.
Semih beyin sözünü ettiği, bina/para/üye sorunu ise bence ikincil önemdedir.
Önce bir ‘karargâh’ gereklidir, ki ADD Genel Merkezi olabilir; sonra her ADD Şubesi bir ‘Atatürkü özümseme merkezi’ne dönüştürülecektir. Her üye bir nefer ve aynı zamanda bir komutan olmalıdır. Üyenin kendisi ‘Atatürkçü’ geçinip, eşi, çocukları ve yakınları, hâlâ, o sözde ‘düşünce özgürlüğü’ ya da sözde ‘demokratlık’ gereği başka bir kanıda olursa, üyenin kendisi henüz gerçek Atatürkçü olmamış demektir.
İşte bu gerçek Atatürkçü için, ne önder, ne para, ne pul ve ne de reklâm gerekli olmaz.
Bu üye, bu partili, Mustafa Kemal’in olmasını istediği ‘Cumhuriyet Yurttaşı’ olmuş demektir.
Sonrası kendiliğinden gelecektir.
Kuşkusuz, ben ve benim gibi düşünen arkadaşlarımız, hem iç sorunlarımızı yakından biliyoruz ve hem de karşılaşacağımız sorunları öngörebiliyoruz.
Ancak her işin, bir ‘ilk adım’ın atılmasına bağlı olduğu da bir gerçektir.
Benim önerim, bu ‘ilk adım’ın atılması üzerinedir.
‘Düzen’ ve hele çivisi çıkmış ‘Düzen’in ne partileri ve ne de partililerini geçelim, kendi ‘Düzen’imizin kuruluşuna yönelen bir ‘Parti’ye yönelelim diyorum.
Söyledim yineleyeyim; bizim ‘Düzen’imizin ‘ilke’leri ise bellidir.
‘İlke’lerimizi yaşama geçirelim diyorum.
Çünkü bu ‘ilke’leri savunmak yetmiyor, bizzat yaşamak gerekiyor.
Bu ilkeleri yaşayanları ise felek gelse durduramaz. »

***
Sevgin Oktay <Sevgin@oktayenterprises.com>
Güzel bir fikir. Ben ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE PARTİSİ için Sayın Ertürk Türker’i teklif ediyorum.
S. Oktay

***
Ayla Çokbudak
Sent: Saturday, August 04, 2018 10:00 AM
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE PARTİSİ
Sayın Habip Hamza Erdem’in bu görüşü mutlaka değerlendirilmelidir. İlk defa böyle bir öneri yapıldı. Sayın Erdem’in yazdıklarına katılmamak mümkün değil. Kendilerine bu öneri için çok teşekkür ediyorum. Bu yazıyı mümkün olduğunca dağıtacağım ve bu grupdaki herkesin de dağıtmasını öneriyorum. Umarım bu dilek gerçekleşir.

***
BANU AVAR
banu avar, 07.08.2018 (Sal), 14:28- eturkiyeyizbiz@googlegroups.com
Saygılar Naci bey. Çok haklısınız.
Partiler üstü müdafaayi hukuk platformlarını güne uyarlamaya kafa yoralım❤️

***
NACİ BEŞTEPE
Naci bestepe <nacibestepe72@gmail.com> şunları yazdı (6 Ağu 2018 18:45):
Saygıdeğer Atatürkçüler, Atatürkçü düşüncenin partisi olmamalıdır. Parti belirli grupların ve belirli sayda kitlenin desteklediği siyasal örgüttür. Atatürkçü düşünceyi tüm Türk halkına öğretmek ve benimsetmek esas olmalıdır. Bu da partiyle olmaz.
ADD yönetimi partileşmenin veya partiye girmenin basamağı olmamalıdır. Güven sarsılır.
Sanırım bu düşünce içinde bulunduğumuz karanlık ortamın sonucudur. Ancak bu günler de geçicidir.
Atatürkçüler yılmayacaktır.
Saygılar.
Naci BEŞTEPE

1 yorum:

  1. Sayın Naci Beştepe'nin görüşüne katılıyor ve de HARARETLE DESTEKLİYORUM. Saygılarımla...

    YanıtlaSil